19 Aralık 2013 Perşembe

Neutrogena'dan Norveç böğürtlenli besleyici bakım serisi

Dermatologların tercihi Neutrogena, daima sağlıklı ve güzel bir cilt için, Norveç Böğürtleni içeren ve zenginleştirilmiş formülü ile cildin nem seviyesini 3 kata kadar artırmayı vaadeden yeni serisi 
"Neutrogena Norveç Böğürtlenli Besleyici Serisi’ni" Türk tüketicisiyle buluşturuyor.

Bu yepyeni ve etkisi klinik olarak kanıtlanmış seriyi Türk tüketicisi ile buluşturan Neutrogena® Marka Müdürü Gülden Duykan Kankotan “Günümüzde kadınlar, ekstrem koşullarda yaşıyor; Aşırı derecede stresli bir ortamda yaşarken, en iyi şekilde görünmek ve hissetmek için çeşitli çözümler arıyorlar. Neutrogena®, tam da bu ihtiyacı karşılamak için Neutrogena® Norveç Böğürtlenli Besleyici Serisi’ni geliştirdi. Norveç Formülünün nem uzmanlığını ve aşırı soğuklara dayanabilen bir İskandinav süper meyvesi olan Norveç Böğürtlenini bir araya getiren bu seri kuru ve nemsiz kalan ciltleri yumuşatır ve nemlendirir. Daima nemli, sağlıklı ve güzel bir cilt sağlar. Türk tüketicisine böylesine sağlıklı ve etkili bir seriyle daha ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. ” dedi.

Dermatologlarla birlikte geliştirilmiş Neutrogena® Norveç Böğürtlenli Besleyici Serisi içeriğinde, efsane Norveç Formülü ile birlikte – 40 derecede soğuğa dayanabilen süper meyve Norveç Böğürtleni bulunuyor. İskandinav altını olarak da bilinen Norveç Böğürtleni, eşsiz özellikleri sayesinde çevresel saldırılara karşı bir kalkan görevi görüyor ve negatif sonuçları etkisizleştiriyor.


El, vücut, ayak ve dudak nemlendirici ürün serisinden oluşan ve cildin nem seviyesini 3 kata kadar artırdığı klinik olarak kanıtlanmış Neutrogena Norveç Böğürtlenli Besleyici Serisi, cildin her gün sağlıklı ve güzel görünmesini sağlıyor.


Benzersiz içeriği sayesinde Neutrogena® Besleyici Norveç Böğürtleni Serisi’nin;
Cildin nem seviyesini her gün 3 kata kadar* artırdığı,
Testler, tek bir uygulamadan sonra 7 saat boyunca nem seviyesinin 3 kata kadar fazla olduğunu göstermiştir.
Cilt kuruluğunu önemli ölçüde azaltırken, cildin yumuşaklığını, pürüzsüzlüğünü ve esnekliğini artırdığı,
Klinik çalışmalar sadece 2 hafta sonra, bahsedilen niteliklerde önemli ölçüde iyileşme olduğunu ve 4 hafta sonra ilave iyileşmelerin meydana geldiğini göstermiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi paylaştığınız için çok teşekkürler..

Alev